Bütün ülkeyi kedere sürükleyen Büyük Birlik Partisi (BBP) Lideri Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun da aralarında bulunduğu 6 kişinin helikopter kazası geçirmesi kriz yönetiminde ne kadar aciz olunduğunu bir kere daha gösterdi. İşin Devlet Kurumları tarafına haddimi aşmayarak değinmiyorum. Fakat işin medya tarafını sorgulamadan ve hatta eleştirmeden de geçmek istemiyorum. Onun için bu yazıyı kaleme aldım.
Öncelikle bütün Türk İslam Alemi'nin Başı Sağolsun!.. Allah hayatını kaybeden 6 vatandaşımıza da Cennet'inde yer nasip etsin!.. Yakınlarına, bizlere ve bütün sevenlerine sabırlar versin diyerek aşağıda bir kaç kişisel görüşümü aktarmak istiyorum;
İlk olarak Türk televizyonlarının ne durumda olduğunu bugün bir kere daha canlı canlı gözlemleme fırsatı bulduk. 17 kişilik bir gönüllü ekibin aramaları sonucunda Muhsin Yazıcıoğlu'nun da içinde bulunduğu helikopterin enkazına ulaşması ile birlikte medyamızın yaptığı çok büyük bir hatayı szlerle paylaşmak istiyorum. Enkaza ulaşan ekip ile haber kanalları cep telefonu bağlantısı kuruyorlar ve uzun uzun orada ne olup bittiği ile ilgili bilgileri almak istiyorlar bu en doğal hakları diyebiliriz. Fakat enkazı bulan ekibe bağlanıldığında ekiptekilerin hemen hemen hepsi şartların çok ağır olduğunu kendilerininde donma tehlikesi altında olduğunu söylemesine rağmen haber kanalları cep telefonu konuşmalarını bir sürü gereksiz soru ile uzatmaya çalışıyorlar.
İHA Muhabirinin telefonunun şarjının bittiğini hepimiz 112 konuşmalarından öğrendik. Peki haber kanalları bu bilgiyi almasına rağmen olay yerine ulaşan kişiler ile neden uzun konuşmalar yaparak onlarında şarjlarını bitiriyorlar. Bilmiyorlar mı cep telefonunda uzun süreli konuşmalarda telefonun şarjının çok daha hızlı tükendiğini... Hava şartlarının çok kötü olduğu açıkça belliyken enkaza ulaşan ekibin de hayati tehlikesi bulunuyorken haber kanallarının ekiptekilerin cep telefonlarını sürek meşgul etmeleri Türk Medya tarihine kara leke olarak iz bırakmıştır.- Benim asıl bu yazıyı yazmama sebep olan olay ise HaberTürk Televizyonunda bugün saat 18:30 gibi meydana gelen ve ekran karşısında canlı canlı şahit olduğum HaberTürk Muhabirinin Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun Annesinin evinin önünde Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun yeğeni Süleyman Soysal ile yaptığı canlı yayında öyle bir hata yaptı ki bütün izleyenleri inanıyorum ki benim gibi kahretti. Ne demek istediğimi aşağıdaki videoyu izledikten sonra sizlerde anlayacaksınız!..
HaberTürk Muhabirinden Kahreden Hata Video 1
Muhabirin Kahreden Hatası
HaberTürk Muhabirinden Kahreden Hata Video 2
Muhabirin Kahreden Hatası
Muhsin Yazıcıoğlu'nun Yeğeni hala dayısının hayatta olabileceği umudunu taşıyordu. Çünkü kaza yerinden gelen haberler 5 kişinin cansız bedenine ulaştığı yönündeydi. Yeğen Süleyman Soysal'da dayısının da hayatını kaybettiğini canlı yayında HaberTürk Muhabirinden beklenmedik bir anda öğrenince birden şoka girdi. Bu gibi durumlarda muhabir nasıl davranacağını bilmiyor mu acaba... Aileden biri değil de başka bir kişi ile canlı yayında konuşuyor olsa tamam ama aileden biri ile konuşurken çok dikkat etmesi gerekmezmiydi. İşte Türk Medyası bir acil durumda daha sınıfta kaldı...
Şimdi gelelim internet üzerinden haber yapan haber sitelerine yukarıdaki resimdeki yazıyı okuyun, İnternetHaber sitesi benim de yukarıda yazdığım haberi sitelerinde verirken Muhsin Yazıcıoğlu'nun adı Süleyman Soysal olmasına rağmen yanlış kullanarak Demokrat Parti Lideri Sayın Süleyman Soylu'nun adını kullanmış. Bir haber sitesi gaf haberi verirken kendisi de büyük bir gafa imza atıyor. Hızlı haber verme amacıyla editoryal anlamda hata yapılıyor. Ülkemizde en hızlı bilgiyi ben veririm anlayışı ne yazık ki hem görsel hem de yazılı medya da bir çok hataya neden oluyor. Medyamızın acilen toparlanması ve bu gibi durumlarda çok daha düzenli bir yayın politikası izlemesi gerekiyor.
Bu yazımın sonunda şu yorumda bulunmak istiyorum. Güvenmediğiniz haber kanallarını artık izlemeyin ve gerektiğinde tepkinizi ortaya koyun!.. Temiz ve dürüst medya istiyoruz... Acılarımızı reytinge alet eden medya istemiyoruz!..